Tarih kimi zaman doğru şekilde  yapılan işlerin getirdiği başarılarla  kimi zaman da yapılamayanlar ile ilgilenir. Söz konusu olan şey  hayatımızı emanet ettiğimiz doktorlar olduğunda ise beklentilerimiz ve bakışımız hayatın devamlılığı üzerine olur. Üstelik bir cerrahtan bahsedeceksek, ne kadar zor ve önemli bir iş yaptığını hatta kutsal bir kapıyı araladığını bile düşünebiliriz. Bugün size de şaşırtıcı gelecek bir doktordan, 19. Yüzyılda yaşamış olan Robert Liston’dan bahsedeceğiz.

Sadece Borcam Kullanarak Birbirinden Güzel Tatlılar Yapabilirsiniz, Sadece 15 Dakikaya İhtiyacınız Var! Sadece Borcam Kullanarak Birbirinden Güzel Tatlılar Yapabilirsiniz, Sadece 15 Dakikaya İhtiyacınız Var!

Yetenekli Ama Sevilmeyen Bir Adam

14 yaşında tıbba ilgi duyan 22 yaşında anatomi öğrenen ve çağının büyük cerrahlarının yanında eğitim alan Liston, bununla yetinmeyen ve daha fazlası için sürekli çabalayan, araştıran ve tartışan başarılı son derece yetenekli bir cerrahtı. Yaptığı operasyonlarda olağanüstü hızlıydı. Ancak bu hızı her zaman olumlu sonuçlanmıyordu. Sıradışı yetenekleri, dönemin teknik ve bilimsel yetersizlikleri ile birleştiğinde sıradışı olumsuz sonuçları da beraberinde getiriyordu. Seçtiği riskli hastalar da bu olumsuz sonuçlara ekleniyordu kuşkusuz. Yetersiz anestezik araçlar, yüksek enfeksiyon oranları, uzun saatler sürmesi kaçınılmaz ameliyatlar ve benzeri nedenlerle diğer doktorların yanaşmadığı ameliyatlara gönüllü oluyordu. Üstelik ampütasyonlarda (kol veya bacağın herhangi bir bölümünün travma veya cerrahi sonrası kesilerek vücuttan ayrılması durumu) oldukça da başarılıydı. Bu işlem sonrasındaki ölüm oranı hastanelerde genel ortalama ile %25’lerde iken Liston’un ortalaması %15’lerde idi. Bu durum Liston’un itibarını epey yükseltiyordu. Ne var ki kullandığı çalışma yöntemleri, hastalara ve diğer doktorlara karşı takındığı tavırları nedeniyle pek sevildiği söylenemez.

Peki Liston Neden Ünlü Oldu?

19. yüzyılın sonunda Liston pek çok hastaneden sürgün edilmişti. Ameliyatlarına pek çok tıb öğrencisini ve meraklıları davet ediyordu ve adeta bir gösteri sergiler gibi ampütasyon ameliyatları yapıyordu. Bir asistanı süre tutuyor o da zamana karşı hünerini sergilediği gösterisini gerçekleştiriyordu. Cerrahi prosedürleri kendi kafasına göre uyguluyor, çoğu zamanda uygulamıyordu. Bu hız ve teknik gösterisi sırasındaki hatalarını ise kabul etmiyordu. Kendine güveni ise bazı açılardan tutarlıydı. 1847’de ölene dek döneminde çığır açan metinler yazmış, cerrahi teknikler geliştirmiştir. Operasyonlarındaki %300 seviyesindeki ölüm oranları ise onu, tıb tarihinin sayfaları arasında kötü şöhretiyle tanınmasına neden olmuştur.