Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün temmuz ayıyla ilgili kuraklık haritaları büyük bir tehlikeyi gösteriyor. Güney ve iç kesimler başta olmak üzere Türkiye'nin yarıdan fazlasında olağanüstü bir durum var.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, düzenli olarak hazırladığı sıcaklık ve yağış değerlendirmesi raporlarının ardından kuraklık haritalarını da yayınladı. Son bir yıla ve geçtiğimiz temmuz ayına yoğunlaşan kuraklık haritaları pek iç açıcı görünmüyor. Standart Yağış İndeksi (SPI- Standardized Precipitation Index) ve Normalin Yüzdesi Metodu (PNI - Percent of Normal Index) olmak üzere iki farklı yöntemle hazırlanan meteorolojik haritalarda, tıpkı geçen aylardaki gibi "olağanüstü kurak" ve "şiddetli kurak" olan bölgeler çok yoğun.

Özellikle Çocuklarınız Bu Pastaya Bayılacak! Karpuz Görüntüsünde Bol Çilekli Pasta Yapıyoruz... Özellikle Çocuklarınız Bu Pastaya Bayılacak! Karpuz Görüntüsünde Bol Çilekli Pasta Yapıyoruz...

İç ve Güney Bölgeler Risk Altında 

Meteoroloji

Normalin Yüzdesi Metoduyla hazırlanan Meteorolojik Kuraklık Durumu'na göre, temmuz ayı bazında Türkiye'nin yarısından fazlası "şiddetli kurak" vaziyette. Adana'nın bir kısmı hariç Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu'nun tamamı 'şiddetli kurak', Doğu'da da Malatya, Tunceli, Bingöl, Muş, Bitlis bölgeleri başta olmak üzere "şiddetli kuraklık" hakim.

Ege'ye bakınca da Muğla, Denizli ve Afyon'un belli bölgeleri hariç tüm bölge "şiddetli kuraklık" tehdidi altında. Marmara'da özellikle Trakya ve Balıkesir, İç Anadolu'da ise Konya, Karaman, Kırıkkale, Yozgat, Sivas'ın bazı bölgeleri hariç yine "şiddetli kuraklık" vardı. Karadeniz'de ise durum daha az riskliydi. Sadece Kastamonu'nun güneyiyle Samsun'da bir bölge "şiddetli kurak" olarak temmuz ayını yaşadı.

Son üç aylık ve bir yıllık verilere bakınca durum daha da tehlikeli hale geliyor. Ege'nin kıyı kesimleri, Akdeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu'nun tamamıyla İç Anadolu'nun bazı bölgeleri yine şiddetli kurak, orta şiddette kurak ve hafif kurak olarak gösterildi. Öte yandan Marmara, Karadeniz, Ege'nin kuzeyi ve İç Anadolu'nun büyük kesimi ise normal ya da değişen düzeylerde nemli geçti.

Marmara Haricinde Artış Var

Kuraklık

Diğer metot olan Standart Yağış İndeksi'ne (SPI) göre hazırlanan son üç aylık meteorolojik kuraklık verilerinde ise "olağanüstü kurak", "çok şiddetli kurak" ve "şiddetli kurak" alanlar dikkat çekti. Muğla ve Antalya'nın doğu kıyıları, Hatay ve kuzeyi, Şırnak ve Hakkari arasındaki bölge, Trabzon'da küçük bir kesim ile Doğu Anadolu'da Erzurum, Tunceli, Bingöl ve Muş "olağanüstü kurak" hale geldi. Son 6 aylık ve 1 yıllık SPI haritalarında ise kuraklık şiddeti Marmara haricindeki her yerde artış gösterdi.

Sular Azaldı

Kuraklık-1

"Türkiye Tabiatını Koruma Derneği" bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, Türkiye'de özellikle son iki yıldır olağanüstü boyutlara varan meteorolojik kuraklığın sebebi olarak göller ve denizlerin kuruması ile suların azalmasını gösteriyor. Meteorolojik kuraklığın hem hidrolojik hem de tarımsal kuraklığı artırdığını açıklayan Dr. Kesici, “Bu üç kuraklık birbirine bağlı. Örneğin meteorolojik kuraklık olunca doğal göller, göletler ve nehirlerde suya artan taleple birlikte sularımız aşırı kullanımla azalmaktadır. Hidrolojik kuraklık göller, göletler ve derelerde suların azalmasına, ülkemizde yaşanmakta olan tarımsal kuraklığa neden olmaktadır. Yer altı ve yer üstü su kaynaklarımızı besleyen dere ve nehirlerin önüne gölet yapılmasından vazgeçilmelidir. Bu ısrar doğal göllerimiz, ana su kaynaklarımızın kurumasına neden olmaktadır." diyor.

"Bilinçli Sulama Yapılmalı"

Tarımsal sulama

Meteorolojik kuraklığın tarımsal üretimde büyük kayba yol açacağını söyleyen Dr. Kesici, su kaynaklarının yüzde 80'inin kullanıldığı vahşi tarımsal sulamadan vazgeçilmesi gerektiğini söylüyor. Dr. Kesici, “Bilinçli tarım yapılarak bu kaynakların kurumasına engel olunursa, bu bölgelerde nemin artması, yağışın da artmasına neden olacaktır. Bu ilke çok basit bir suyun döngüsü veya suyun çevrimi ilkesidir. Birçok ülkede yer altı, yer üstü doğal su kaynaklarının kirletilmemesi, bilinçli kullanımı sonucu meteorolojik kuraklık önlenebilir. Ülkemizde de bütün dünyada olduğu gibi meteorolojik kuraklığa neden olan koşullardan bir tanesi de sera gazı oluşumu, küresel ısınma." diyor.