Çağımızın vebalarından biri de yüksek kan şekeri ya da halk arasında bilinen ismiyle şeker hastalığı! Birçok farklı hastalığın ve rahatsızlığın en önemli başlangıçlarından olan şeker hastalığının kesin olarak bir çözümü olmamakla birlikte, ancak hastalığa yakalanan kişilerin hayat kalitesini arttırmak için geçici ilaç çözümleri bulunuyor. Bugün sizlerle birlikte şeker hastalığı nedir, risk grupları, en yaygın belirtilerini konuşacağız!
Şeker Hastalığı Nedir?
Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen bu rahatsızlığın tıp dilindeki tam adı Diabetes Mellitus olarak karşımıza çıkıyor. Ancak pek çok bu rahatsızlığa diyabet ismini de veriyor. Hastalığın ne olduğuna gelecek olursak ise; genel olarak kanda bulunan glukoz (şeker) seviyesinin normalin üzerinde olması ve buna bağlı olarak normalde şeker içermemesi gereken idrarda şekere rastlanmasıdır olarak özetleyebiliriz. Sağlıklı bireylerde açlık kan glukoz düzeyi 70-100 mg/dL aralığındadır. Kandaki şeker seviyesinin bu aralığın üzerine çıkması, genellikle diyabet hastalığına işaret eder.
Hastalığın nedeni ise kan şekerimizi düzenleyen insülin hormonu üretiminin bilinmeyen bir nedenle hormon üretimini azaltması ya da tamamen hormon üretmeyi bırakmasından kaynaklanıyor. Birçok farklı çeşidi bulunan diyabet hastalığının en yaygın görülen ve genellikle 35-40 yaş üzeri bireylerde ortaya çıkan türü Tip 2'dir. Bir diğer adı insülin direnci olan Tip 2 diyabette pankreasta insülin üretimi yeterli olduğu halde hücrelerde insülin hormonunu algılayıcı reseptörlerin çalışmaması nedeniyle bu hormona karşı duyarsızlık gelişir.
Risk Grupları Kimlerdir?
Aşağıdaki kişilerin şeker hastalığına yakalanma ihtimali daha yüksektir:
- Obezite (aşırı kilo)
- Ebeveynlerde diyabet öyküsünün bulunması
- İleri yaş
- Hareketsiz yaşam tarzı
- Stres
- Gebelik sırasında gestasyonel diyabet oluşumu ve normalden yüksek doğum ağırlıklı bebek dünyaya getirme
Yüksek Kan Şekerinin En Bilinen Belirtileri
- Gece boyunca sık idrara çıkma ve/veya idrara çıkma,
- Bulanık görme,
- Konsantrasyon zorluğu,
- Kuru ağız,
- İktidarsızlık,
- Tekrarlayan enfeksiyonlar,
- Kesik ve yaraların yavaş iyileşmesi,
- Mide sorunları,
- Sürekli yorgunluk veya aşırı yorgunluk,
- Artan susuzluk,
- Kuru ve kaşıntılı cilt,
- Sürekli açlık,
- Ayaklarda uyuşma ve karıncalanma şeklinde rahatsızlık hissi,
- Aşırı karın yağ/kilo alımı,
- Bulanık görme,
- Ağızda aseton benzeri koku oluşumu,
- Sinir problemleri
Yorumlar